Connect with us

Faaliyetler

AVAZ’ın Konuğu Ömer Kanat

Published

on

AVAZ Araştırma ve Strateji Başkanı Şerafettin Deniz

AVAZ buluşmalarının bu haftaki konuğu Uygur İnsan Hakları Projesi ve Dünya Uygur Kurultayı Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Kanat’ tı.
Başkan Ömer Kanat’ ın konferansını başta İYİ Parti Konya milletvekili Fahrettin Yokuş olmak üzere AVAZ üyeleri ve konuklar ilgiyle izledi.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi Genel Başkanı Şerafettin Deniz Türkiye’ deki tüm kesimlerin Çin Hükümeti’nin Uygur Türklerine yapmış olduğu zulüm ve soykırımı asla kabul etmediklerini, AVAZ’ ın ise soykırımın dünyada duyulması ve Çin’in uygar dünyadan dışlanması, kınanması için her türlü desteği verdiği ve vermeye devam edeceğini söyledi. AVAZ’ın ve AVAZ’ a gönül veren gönül dostlarının hayatlarının her döneminde bu konuyla ilgili yapılan bütün faaliyetlere katıldığının altını çizen Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: “Önceki günlerde Prof. Dr. Erkin Emet’ i AVAZ’ da ağırladık ve değerli fikirlerini kamuoyu ile paylaşmasına aracı olduk. Uygur Türkleri kardeşlerimiz hiçbir zaman yalnız olmadı, her zaman yanlarındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz. AVAZ milletinin sesi olmak için kuruldu ve bu misyonla faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Uygur Türkü kardeşlerimizin de sesi olmak için üzerimize düşeni her yapmaya zaman hazırız dedi.”
 
Daha sonra söz alan Uygur İnsan Hakları Projesi ve Dünya Uygur Kurultayı Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Kanat, Uygur Türklerinin zülüm ve soykırıma karşı dünya ölçeğinde verdikleri mücadeleyi anlattı. Dünyanın her yerinde Çin zulmünün duyurulması, kınanması ve zulmün son bulması için durmadan çalıştıklarını aktararak şunları söyledi: “Öncelikle bana bu fırsatı veren AVAZ ailesine teşekkür ediyorum. Bu kürsüden Uygur Türklerinin sesi olmaya, karşı karşıya olduğumuz soykırımı ve zulmü anlatmaya çalışacağım. Çin 2017 yılından beri soykırım politikaları uyguluyor. Türkistan’ da altı yıldır Uygur Türkleri ve diğer Müslüman halkın kapatıldığı Çin’in toplama kampları insanları canından bezdirmeye, cehennem hayatı yaşatmaya devam ediyor. Dile kolay 4 milyondan fazla insan Çin Hükümeti tarafından Doğu Türkistan’ daki toplama kamplarında esir tutuluyor.
Buradaki esas ironi ise tutuklanan Uygurlar niye tutuklandıklarını bilmiyor, bu insanları tutuklayanlar niye tutukladıklarını, neden hapse attıklarını bilmiyor. Anne babaları toplama kamplarına götürülen bir milyona yakın Uygur çocuk ailelerinden koparılarak “Çocuk Toplama Kampları”’nda yani yetimhane ve yatılı okullarda asimilasyona uğruyor. Bunları toplama kamplarından bir şekilde kurtulan tanık ifadelerinden öğreniyoruz. Kamplarda tutulan insanlardan kendi kimliklerini, dinlerini ve dillerini inkar etmeleri için baskı yapılıyor. Uygur kadınlarına zorla kürtaj yapılıyor, iradeleri dışında kısırlaştırma uygulamaları yapılıyor, bunun yanında toplu tecavüze uğruyorlar. Çin uzmanı ve araştırmacı doktorların tespitlerine göre Uygur Türklerinin 2017 ve 2019 yılları arasındaki doğum oranı %49 seviyesinde gerilemiştir. Yani yarı yarıya düşmüştür. Kamplardaki işkence ve eziyetler esirlerin psikolojilerini mahvediyor ve kardeşlerimiz intihar ediyor. Öte yandan kamplardaki kardeşlerimizin durumu hakkında bilgi almak mümkün olmadığı için şimdiye kadar ne kadar insanımızın öldüğünü ne kadarının hala hayatta olduğu hakkında bilgimiz yok. Sadece insanımız değil, 8 bin civarında cami yıkıldı bir bu kadarı da başka amaçlarla kullanılıyor. Sadece camilerimiz değil mezarlıklarımız tahrip edildi, kitaplarımız yakıldı, kültür varlıklarımız yıkıldı” dedi.
 
Toplama kampları dışındaki Uygurların yaşadıklarının da farklı olmadığını belirten Başkan Kanat, Çin Hükümetinin akla hayale gelmeyecek insanlık dışı uygulamaları hayata geçirdiğini aktararak şunları söyledi: “Evlerimize kamera yerleştirerek 24 saat gözetliyorlar, bunun yeterli görmedikleri yerlerde Çin Komünist Partisi üyelerini Uygur evlerine yerleştiriyorlar, kocaları toplama kamplarında olan Uygur kadınlarının yanlarına Çinli erkekleri yerleştirerek dünyada eşi benzeri olmayan çirkin uygulamaları hayata geçiriyorlar. Bu uygulamalarla onurumuzu kırmaya ve bizleri canımızdan bezdirmeye çalışıyorlar. Özet olarak Doğu Türkistan’daki Uygur, Kazak ve diğer Türk ve Müslüman halkların aile hayatı, milli kültür ve dini inancı tamamen yok edilmeye çalışılıyor. Burada bir diğer husus ise Çin Hükümetinin uyguladığı bu soykırım politikasını dünya kamuoyundan gizlemeye çalışmasıdır. Gerek ekonomik gücü, gerekse uyguladığı baskılar çözüm olmamış ve kamplardan kurtulan kardeşlerimizin şahitlikleri, akrabaları kamplarda olanların anlattıkları, uluslararası bağımsız aktivistlerin ve insan hakları örgütlerinin araştırmaları ile uydu görüntüleri soykırımın ve zulmün tüm dünyada bilinmesini sağladı. Çok yetersiz olsa da hatta çok geç de olsa bazı demokratik devletler buna karşı tedbir almaya başladırlar. Dünya Uygur Kurultayı değişik ülkelerde faaliyet yürüten doğu Türkistan ya da Uygur Teşkilatlarının iş birliğiyle doğu Türkistan’daki Çin Soykırımı’na karşı dünya çapında geniş bir lobicilik faaliyeti başlattık. Bugün Uygur meselesi Avrupa Parlamentosu, Amerikan Kongresi ile hemen hemen bütün demokratik devletlerde konuşulan tartışılan bir mesele haline geldi. Şimdiye kadar Kanada, İngiltere, Hollanda, Belçika, Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, İrlanda, Avrupa birliği ve Tayvan parlamentoları Çin’in Uygurlara yönelik baskısını soykırım ya da insanlığa karşı işlenen suç olarak kabul etmiştir. Diğer demokratik devletlerde de uygar soykırımını kabul ettirmek için lobi çalışmalarımız devam etmektedir.
Amerika’daki Yahudi Müslüman ve Hristiyan dini grupların da iş birliği, insan hakları örgütlerinin desteği sonucunda Haziran 2020’de Uygur insan hakları Siyaseti yasası Amerikan Kongresinde kabul edildi. Ayrıca doğu Türkistan’daki Uygur ve başka Müslüman Türk halklarına yönelik zülüm ve baskı siyasetinde sorumluluğu olan Çin yetkililerine yaptırım uygulamaya başladı. 23 Aralık 2021 tarihinde Uygurların zorla çalışmasını önleme yasa tasarısı Amerika Kongresinde kabul edildi. Doğu Türkistan’ da Uygurların zorla çalıştırılarak üretilen hiçbir ürünün Amerika’ ya girişine izin verilmiyor”.
 
Mücadelenin sadece ekonomi alanıyla sınırlı kalmadığını hukuksal alanda da faaliyetler yürütüldüğünü söyleyen Başkan Kanat şöyle dedi: “2020’de soykırım yasasına bir temel oluşturmak için Dünya Uygur Kongresi talebi ile Londra’da bağımsız Uygur mahkemesi kuruldu. 500 den fazla tanık dinlendi, kamplardan canlı çıkan 40 civarında şahitle görüştü. Bağımsız mahkeme 100 bin sayfadan fazla belge ve kanıtları gözden geçirdikten sonra 9 Aralık 2021 tarihinde Çin’in Uygurlara yönelik soykırım uyguladığını ve insanlığa karşı suç işlediğini tespit eden 63 sayfalık bir karar yayınladı. Amerika Kanada İngiltere ve Avrupa birliği ilk defa birlikte Uygur soykırımından sorumlu görülen dört yüksek dereceli Çin hükümet yetkilisine yaptırım uyguladı. Ardından 2022 Pekin Olimpiyatlarının Çin’ de yapılmaması için önerge verildi ancak kabul edilmeyince 11 devlet olimpiyatları boykot etti”.
 
Bunların dışında parlamentolar arası dostluk grupları kurulmasını sağladıklarını, STK’ lara, sendikalara soykırımı anlattıklarının altını çizen Başkan Kanat sözlerine şöyle devam etti: “Lobi çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Ancak bizi en çok üzen şey Türkiye ve birkaç Müslüman Devlet dışında Müslüman camiasından yeterli destek vermemesidir. Daha kötüsü esas vazifesi Müslüman azınlıkların haklarını korumak olan İslam İşbirliği Teşkilatı bile Çin’in Uygurlara yönelik soykırım siyasetini destekleyen bildiriler yayınladı. İki hafta önce Çin Hükümetinin davetlisi olarak Pekin ve Doğu Türkistan’a giden Dünya Müslüman Topluluklar Konsey heyetinin ziyareti tam bir propaganda tatbikatıydı. Dünyanın dört bir yanındaki gazete manşetlerinde imamların Çin Hükümeti’nin politikalarını överek teşekkür ettiğini bildirmesi çok çirkindi. Elbette o heyetteki sözde 30 Müslüman alim ümmetin duygularını asla temsil etmiyor. Medeni dünya artık harekete geçtiği için Çin hükümeti şimdi bu tür saçma sapan numaralara ve propagandaya başvuruyor. Sadece İslam İşbirliği Teşkilatı değil, Suudi Arabistan Prensi Salan’ da Çin’i ziyarete ederek Çin’in Müslümanlara karşı yaptıklarını övdü. Aslında Müslümanlar olarak Doğu Türkistan’ da Müslümanlara yaşatılan vahşetten doğrudan sorumluluğumuz var. Ancak birkaç Müslüman liderin güçlü duruşu bize umut veriyor. Burada Türkiye’de insanların eğitimlerini sağlamak ve Türk üniversitelerinde eğitimlerini tamamlamaları için öğrencilere burs verebilmek için Uygur sivil toplum kuruşlarına sessizce bağış yapıyorlar. İki yıl önce Ocak 2021’de iyi Parti Genel başkanı Meral Akşener Nursimangül Abdureshid’in milletvekillerine hitap etmesi için mecliste konuşmasına imkan verdi. Böylelikle ilk kez bir Uygur, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede parlamentoda yaşadıklarını anlatma fırsatı buldu. Mart 2021’de İyi Parti Birleşmiş Milletlerin soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına dair sözleşmesi uyarınca Uygurlara yapılan zulmü soykırım olarak tanınması için parlamentoya çağrıda bulundu.”
Müslüman dünyasının ve Türkiye’ nin atması gereken adımların olduğunu söyleyen Başkan Kanat Londra’daki bağımsız Uygur Mahkemesi’nin kararını halka duyurmak için çalışmalı. Eğer uygun bulunursa Çin’in Uygur Türklerine ve Müslüman halka yaptıkları soykırım olarak ilan edilmelidir. Bunlar gerçekleşirse sadece Türkiye’ de değil dünyada da çok etkili olacaktır diyerek sözlerini tamamladı.

Continue Reading

Faaliyetler

Paneller-Konferanslar

Published

on

By

Avaz Araştırma ve Strateji Merkezi olarak, memleketin yararına ve geleceğine katkı sunmayı amaçlayan çalışmalarımızın en önemli başlıklarından birini konferans ve panellerimiz oluşturuyor.

Merkezimiz tarafından düzenlenen bu etkinliklere çeşitli nedenlerle katılamayan vatandaşlarımızın da içeriklerden faydalanabilmesi adına, konferans ve panellerin deşifre edilmiş metinlerini bu platform üzerinden paylaşacağız.

Amacımız, kamuoyunun doğru bilgiye erişimini kolaylaştırmak ve fikir alışverişine katkı sunmak.

Açmak içim tıklayınız: 24 Mayıs 2025 Kimlik Sorunu Paneli…

Continue Reading

Faaliyetler

AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi İzmir Şubesi İlk Genel Kurulunu Gerçekleştirdi

Published

on

By

AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi İzmir Şubesi İlk Genel Kurulunu Gerçekleştirdi

AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi’nin ilk şubesi olan İzmir Şubesi, 1. Olağan Genel Kurulu’nu yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Genel Kurula; İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sayın Ülkü Doğan, İl Başkan Yardımcıları, İlçe Başkanları, Türkiye Kamu-Sen Eski Genel Başkanı Sayın Bircan Akyıldız, Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Sayın Ahmet Doğruyol, Hürriyetçi Eğitim-Sen İzmir Şube Başkanı Sayın Adnan Sarısayan ve çok sayıda AVAZ üyesi katıldı.

Genel kurulda, İzmir Şubesi’nin Yönetim ve Denetleme Kurulları asil ve yedek üyeleri belirlenirken, Uğur Şimdi İzmir Şube Başkanlığı görevine seçildi.

Toplantının ardından bir açıklama yapan AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi Başkanı Şerafettin Deniz, şu ifadeleri kullandı: “AVAZ İzmir Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulunu başarıyla tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Kurucu Şube Başkanımız Sayın Atilla Karaaslan’a bugüne kadar yaptığı değerli çalışmalar için teşekkür ediyor, yeni Şube Başkanımız Uğur Şimdi ve yönetimine başarılar diliyorum. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sayın Ülkü Doğan’a, İl Başkan Yardımcılarına, İlçe Başkanlarına, Sayın Bircan Akyıldız’a, Sayın Ahmet Doğruyol’a, Sayın Adnan Sarısayan’a ve tüm AVAZ üyelerine gönülden teşekkür ediyorum.”

Şubeleşme çalışmalarının kararlılıkla sürdüğünü vurgulayan Deniz, AVAZ’ın bilimsel araştırma, stratejik analiz ve toplumsal katkı hedefleri doğrultusunda büyümeye devam edeceğini ifade etti.

Continue Reading

Faaliyetler

Kimlik Sorunu Konulu Panelimizi Gerçekleştirdik  

Published

on

By

AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi’mizce Azaflı Plaza Konferans Salonunda gerçekleştirilen Kimlik sorunu konulu panelimiz büyük bir coşku ve katılımla gerçekleştirildi.
AVAZ Araştırma ve Strateji Merkezi Genel Başkanı Şerafettin DENİZ panelin açılış konuşmasında;
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ,Türkiye nin gündemindeki önemli sorunları gerçekçi ve milli bir bakış açısı ile değerlendiren siyaset ve akademi dünyasının önemli isimlerini ve onların görüş ve düşüncelerini kamuoyu ile buluşturmaya devam edeceğimizi,son günlerde terör örgütü ile yapılan pazarlıklar ve bu pazarlıkların sonucunda milli kimliğimizin de tartışma konusu yapılacağı düşüncesi toplumda büyük bir karamsarlığa ve umutsuzluğa sebep olduğunu ,tam da bu süreçte “KİMLİK sorunu”konulu bir panel düzenleyerek ülkemizin bu süreçle nereye doğru götürülmek istendiğini gerçekçi,bilimsel ve milli bir perspektifle milletimizin dikkatine sunmaya çalıştığımızı ifade etti.
Moderatörlüğünü Eski Konya Milletvekili Fahrettin YOKUŞ’un yaptığı panelin,
panelistleri;
İyi Parti Genel Sekreteri
Uğur POYRAZ
Marmara Üniversitesi Öğrt.Üyesi
Prof Dr Barış DOSTER
S.Demirel Üniversitesi Öğrt.Üyesi
Prof Dr Timuçin KODAMAN
Panelistler özet olarak;
-40 yılda 40 binden fazla memleket evladını katleden,ülkenin ekonomisinin felç olmasını sağlayan küresel emperyalizmin maşası bir terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin eşitlenmesi ve sözde “barış “ yapılmasının kabul edilemeyeceğini
-Türkiye de bir Kürt sorununun olmadığını,topyekün Türk Milletinin hukuk,adalet,demokrasi,özgürlük ve yoksulluk sorunun olduğunu,
-Adaletin ,demokrasinin,refahın ve özgürlüğün olduğu bir ülkede terörün ve bölücülüğün olamayacağını,Türkiye de en büyük sorunun yönetememe sorunu olduğunun bilinmesi gerektiğini
-Terör örgütünün taleplerinin TBMM taşınması ve oluşturulacak komisyon marifeti ile bu taleplerin karşılanması düşüncesinin Türk Milletine ve Devlet’ine hakaret olduğunu,buna itiraz eden ve komisyonlara katılmayacağını ifade eden tek parti olan İyi Parti’nin bu milli duruşuna destek verilmesi gerektiğini
-Terör örgütünün isim değiştirerek Suriye de faaliyetlerini sürdürdüğünü ve federatif bir yapı oluşturmaya başladığını,bunun Türkiye için büyük bir tehlike olduğunu,
-Türkiye nin artık fiilen Suriye nin değil,İsrail in komşusu olmaya başladığını,Ortadoğu’daki bütün savaşların ve değişimlerin tek amacının İsrail i güvende tutmak olduğunu
-Lozan ın,1924 Anayasa sının terör örgütünce hedef tahtasına konulması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin asimilasyoncu,soykırımcı ve inkarcı olarak suçlanmasının kabul edilemeyeceğini ancak ,örgütün bu açıklamalarına Devleti yönetenlerin sessiz kalması,önümüzdeki yıllarda uluslararası arenada Ülkemizi zor durumda bırakacağını
-Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Türkiye Cumhuriyet Devletini kuran halka Türk Milleti denir” tanımının etnisiteye dayalı bir millet tanımı olmadığı,aksine bütün etnik yapıları bir potada birleştiren,aynı hedeflerde buluşturan,ortak bir geleceği birlikte kurmayı amaçlayan bir millet tanımı olduğunu
-Milli meselelerin iç siyasetin bir aparatı olarak kullanma alışkanlığının ve yanlışlığının biran önce terkedilmesi gerektiğini
belirttiler.
Yaklaşık 3 saat süren panel soru-cevap fasılı ile sona erdi.
Panele katılımları ile bizlere güç veren,E.Milletvekilli ve İyi Parti Ankara İl Başkanı Sayın Dr Yener YILDIRIM’a,E.Milletvekillerinden Emekli Vali Sayın Behiç ÇELİK’e,Sayın Ali UZUNIRMAK’a,Sayın Hanefi ÇELİK’e,Sayın Nail ÇELEBİ’ye,Sayın Kemal ALBAYRAK’a,Sayın Şaban KARDAŞ’a,Türk İş E.Genel Başkanı Sayın Salih KILIÇ’a,
İyi Parti GİK Üyesi Sayın Ünzile YÜKSEL’e,İyi Parti Gençlik Kolları Koordinatörü Doğan ÇAYLAK’a,İyi Parti Çankaya,Yenimahalle,Mamak,Altındağ,Etimesgut İlçe Başkanları ve Yöneticilerine,İyi Parti Ankara İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Kaan GÜNAY ve genç kardeşlerimize ,AVAZ Ailesinin bütün mensuplarına katılımlarından dolayı çok teşekkür ediyorum dedi.

Continue Reading

Popüler İçerikler